Ramazan haricindeki zamanlarda da olduğu gibi, bu sorunun karşılığı herkes için aynı değil. Kadınlar ve erkekler, gençler ve yaşlılar, çalışanlar, çok çalışanlar, kronik hastalığı olanlar gibi pek çok farklı grup oruç tuttuklarında beslenme adına farklı stratejiler izlemelidir.
Ancak genel ifadeler ile konuyu incelediğimizde, uyku ve yeme-içme düzenimizin çok değiştiği bugünlerde durumu fırsata bile dönüştürebiliriz. Modern hayatın yapay gece ışıklarına, televizyonu ve AVM parıltılarının yerine, güneşin ne zaman doğduğunu ve battığını bedenimize hatırlatmak oldukça önemli bir kazanım olarak elimizdedir.
Aslında insan gündüz beslenen bir varlıktır. Bunu hava karardıktan sonraki zamana dönüştürmek ise ister istemez metabolizmamız üzerinde ciddi bir stres oluşturur. Buna uyum göstermek için, oruç tuttuğumuzda gündüzleri aktivitelerimizi minimuma çekeriz. Bu durum hem zihnimizi hem de bedenimizi farklılaştırır. Bununla başa çıkmak için ise çok karmaşık yollar takip etmemize gerek yok!
Peki, ne yapalım; Ramazan ayının yaza denk gelmiş olması nedeniyle oruç tutulan süre kış ve bahar aylarına nazaran biraz daha fazla olduğu için, öncelikle kışa nazaran gündüz ki sıvı kaybına karşılık biraz fazla sıvı almak gereklidir. Doğrudan su olarak içebileceğimiz gibi, enerjiyi de yerine koymak ve bu arada sindirim sistemimizi de rahatsız etmeden başarmak adına, iftarda su ile birlikte serin ve kıvamlı tahıl çorbaları en doğru başlangıçlar arasında sayılabilir. Çok hızlı yememekte üzerinde durulması gereken bir bilgi; Ana yemek ve yardımcı yemekler, çok sıcak ya da çok soğuk olmayan, yağ oranı dengeli Türkiye’nin farklı yörelerine ait geleneksel etli veya etsiz sebzeli yemekler, dolmalar, köfteler arasından seçilebilir. Bu yemeklere az miktarda çeşitli pilavlar, makarna ve çeşitli börekler eşlik edebileceği gibi, sadece pide veya ekmekte bu görevi karşılayabilir. İftarda veya sahurda mutlaka yoğurt / sütlü bir tatlı veya ayrana yer verilmelidir. Bütün alınması gereken yiyecek ve içecekleri iftara yüklememek için, gece uykudan 2-3 saat önce meyve de yediklerimiz arasında yer bulmalıdır. Meyvenin olgun ve taze olması tercih edilmelidir. Kabızlık oruç tutanların sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Bunun düzeltilmesi için oruçken yediklerimizi ve içtiklerimizi, geçmiş tüketimlerimiz ile karşılaştırmak ve dışkılama vaktini! Atlamayarak gidermek, yine de çözemiyorsak bir sağlık profesyoneline danışmak gereklidir.
Uyku ve arkasından gelen sahurda sıcak pişirilmiş ve soğuk kahvaltılıklardan hazırlanmış çok tuzlu, çok tatlı, çok yağlı olmayan bir kahvaltı ve sıcak /soğuk içecekler bizi ertesi güne hazırlayacaktır. Özellikle riskli kişilerin (sağlıklı ancak ağır işlerde çalışanlar, yaşlılar gibi) gündüz olabilecek sıvı kaybını arttırmamak için, sıcak saatlerde istirahat etmesi, zorlu işlere kalkışmaması önemli tedbirlerdir. Yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun böbrek hastaları, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı ve yüksek – düşük tansiyon hastalarının hem çalışıp hem de oruç tutmaları ileride oluşabilecek olumsuz etkiler açısından son derece yüksek risk taşımaktadır.