Beyin bölgesindeki kan akışının azalması veya beyindeki bir kanamanın sonucunda ortaya çıkan ve beyin fonksiyonlarında değişikliklere neden olan hasara serebrovasküler hastalık denir. Beyin, meydana gelen hasardan geçici veya kalıcı olarak etkilenebilmektedir.
Serebrovasküler Hastalık Risk Faktörleri Nelerdir?
Hipertansiyon, diyabet, yaş, cinsiyet, sigara, dislipidemi*, diğer kalp hastalıkları, obezite ve beslenme serebrovasküler hastalıklar için risk faktörleridir. Yaş ve cinsiyet dışındaki risk faktörleri değiştirilebilir olup, beslenmenin düzenlenmesi serebrovasküler hastalıklar açısından oldukça önemlidir.
Obezite ve Serebrovasküler Hastalık Arasındaki İlişki Nasıldır?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ne göre; 5 yaşın altındaki çocuklar arasında, ölümlerin %45’i orta ve düşük gelirli ülkelerde; doğrudan kötü ortamlarda ve yetersiz beslenme sonucunda ortaya çıkmaktadır. Orta ve düşük gelirli ülkelerde aşırı kilo ve obezite oranları, erken çocukluk döneminden başlayarak git gide artmaktadır.
Dünya çapında alınan verilerde; 155 milyon okul öncesi çocuğun, fiziksel ve bilişsel gelişiminde yetersizliklerin olduğu ve 41 milyondan fazla kilolu veya obez çocuk olduğu görülmüştür. Obezite, dünya çapında endişe verici şekilde artmaya devam etmekte; obezitedeki artış, yetersiz beslenme, kısa ve uzun süreli hastalıklar ve artan maliyetlerle ilgili halk sağlığı endişelerini de artmaktadır.
Bölgeden bölgeye ve aileden aileye değişmekle birlikte, yetersiz beslenme, kötü eğitim, yetersiz hijyen ve yetersiz ekonomik koşullar nedeniyle, beyin fonksiyonları tam olarak gelişemez. Son yıllarda ise artan obezite sebebiyle çocuklardaki beyin fonksiyonlarının gelişimi önemli bir konu haline gelmiştir. Sağlıklı beslenmek, beyin gelişimi için de gerekli besinleri almak demektir ve bu da beyin homeostazını* korur. Beyin homeostazı, toksik bileşiklere karşı koruma sağlar.
Kötü beslenme ve obezite, her ikisi de sistemik inflamasyona neden olarak beyin homeostazını etkiler. Bu etkiler, mikrobiyota ve epigenetik* değişikliklere neden olabilir. Merkezi sinir sistemi fonksiyon bozukluğuna yol açabilen kötü beslenme, dolaylı olarak kan-beyin bariyerinin bozulmasına sebep olabilir.
Yetersiz beslenme durumunda artan okside LDL (kötü huylu kolesterol), beyin endotel hücrelerini harekete geçirip apoptozise* neden olabilir. Yüksek yağlı ve düşük proteinli diyetlerin, kan beyin bariyer bütünlüğü ve nöroinflamatuar yanıtları üzerindeki etkisini değerlendiren çalışmalar ise halen yetersizdir.
- Çalışmalarda; yulaf özü ve yer fıstığının, hem serebrovasküler yanıtları iyileştirme potansiyeline hem de serebrovasküler duyarlılık ve bilişsel performansa etkisi olduğu görülmüştür.
Omega-3 ve Serebrovasküler Hastalık
Omega-3 ve omega-6 çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA), beyin gelişimi özellikle de sinir sistemi için hayati önemi olan yağ asitleridir. Birçok düzenleyici işlevi olan ve fizyolojik homeostazın korunmasına yardımcı olan omega-3 yağ asitlerinin, hafif bilişsel bozukluğu olan yaşlılarda, hem ruh hali hem de bilişsel fonksiyonların düzenlenmesine yardımcı olduğu görülmüştür.
- Yapılan çalışmalarda; omega-3 takviyesi sonrası serebral* kan akışının iyileştiği görülmüştür. Dolaşım bozukluğu olan kişilerin, hipertansiyon, diyabet hastalarının omega-3 tedavisine cevap verme olasılığının ise daha yüksek olabileceği düşünülmektedir.
Homeostaz: Hücrelerin ve vücudun doğal metabolizmasını koruma yeteneğidir
Epigenetik: Irsi fakat gen dizilişiyle ilgili olmayan genetik değişiklikleri inceleyen bilim
Apoptozis: Hücre ölümü
Serebral: Beyinle ilgili
Cristhyane Costa de Aquin, R. A.-S. (2019). Effect of Hypoproteic and High-Fat Diets on Hippocampal Blood-Brain Barrier Permeability and Oxidativestress. frontiers of nutrition , 2.
Peter R. C. Howe, H. M. (2018). Effects of Long Chain Omega-3 Polyunsaturated Fatty Acids on Brain Function in Mildly Hypertensive Older Adults. nutrients , 1-2.