Probiyotik ve Prebiyotik Nedir? Hangi Besinlerde Bulunur?

Probiyotik, ilk olarak 1965 yılında Lily ve Stillwell tarafından tanımlanmıştır. “Yaşam için” anlamına gelen probiyotik kelimesi Latince “pro” ve “bios” kelimelerinden türetilmiştir.

Probiyotik kavramı ilk kez 19.yüzyılda Elie Metchinikoff tarafından ortaya atılmıştır. Metchinikoff, Bulgar halkının yaşam süresinin uzun olma nedenini yüksek oranda fermente edilmiş süt ürünü kullanmalarına bağlamıştır. Bu gözlemleri sonucunda, fermente süt ürünlerindeki asit üreten mikroorganizmaların kalın bağırsağı zararlı mikroorganizmalardan koruması ile insanların uzun yaşadıklarını gözlemlemiştir.

Probiyotikler, bağırsak hijyenini arttırarak ve intestinal sistemi daha iyi hale getirerek, konakçı canlının sağlığını olumlu yönde etkiler. Bu canlı mikroorganizmalar gıdalara katkı olarak da eklenebilmektedir. Probiyotik olarak çoğunlukla Laktobasil ve Bifidobakteri mikroorganizmaları kullanılır.

Probiyotik Bakterilerin Faydaları

Probiyotik mikroorganizmalar bahsedilen olumlu etkileri gösterebilmek için bağırsak yüzeyine yapışır. Patojen bakterilerin üreyebilmesi için gerekli olan besin öğelerini tüketerek üremelerini engeller.

Probiyotik bakterilerin olumlu etkileri gösterebilmesi için hangi özelliklere sahip olması gerekir? Nitelikleri nasıl olmalıdır?

Probiyotik Kaynakları

Probiyotik gıdalarda bulunan bakteriler 3 kaynaktan sağlanmaktadır.

En önemli probiyotik besinler arasında kefir ve yoğurt bulunmaktadır. Bu besinlerin ishal durumlarında önemli derecede etkileri görülmüştür. Tarhana, boza ve şalgam suyu ise, fermantasyon sonucunda ortaya çıkmış probiyotiklerdendir.

Probiyotiklerin bu kadar faydalı etkileri varken, hiç zararlı etkisi yok mu? Probiyotikleri güvenle tüketebilir miyiz?

Probiyotik Besinler

Prebiyotikler

Prebiyotikler, sindirilemeyen ancak fermente edilebilen, probiyotik bakterilerin gelişmesini sağlayan kısa zincirli karbonhidratlardır. İnce bağırsakta sindirilmeden, direk kalın bağırsağa geçerek bakterilerin çoğalmasını ve etkinliğini olumlu yönde etkileyen, konakçı sağlığını iyileştiren besin öğeleridir. Prebiyotiklerin bu etkileri gösterebilmesi için 8-40 gr/gün alınması gerekmektedir. Ayrıca prebiyotikler, kalsiyum emilimini arttırarak kemik sağlığının korunmasında da etkilidir.

Prebiyotiklerin en yaygın bilinen türü oligosakkaritlerdir. Oligosakkaritler, sindirilemeyen polisakkaritlerdir. 3-10 şeker ünitesinin glikozit bağ ile bağlanması sonucu oluşur. Oligosakkaritlerin, Lactobacillus spp. ve Bifidobacterium spp. tarafından kolonda fermente edilerek prebiyotik etki gösterdiği bildirilmiştir.

Gıda endüstrisinde kullanılan prebiyotikler:

Bir prebiyotik olan inülin, birçok bitki tarafından sentezlenmektedir. Yer elması, soğan, sarımsak, buğday, pırasa ve muzda bulunan inülin prebiyotik etki gösterir. Anne sütü de prebiyotiktir. İçerisinde 130’dan fazla oligosakkarit bulunur.

Prebiyotik Besinler


ALTUN, H. K. (2017). Prebiyotikler ve Probiyotiklerin Diyabet ile İlişkisi. Türk Yaşam Bilimleri Dergisi, 149,151.

Ceyhan, N., & Alıç, H. (2012). Bağırsak mikroflorası ve probiyotikler. Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi, 108-113.

Coşkun, T. (2006). Pro-,Pre- ve Sinbiyotikler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 128-144.

Gibson, G. R. (2017). The International Scientific Association for Probiotics and Prebiotics (ISAPP) consensus statement on the definition and scope of prebiotics. GASTROENTEROLOGY & HEPATOLOGY, 491-502.

İnanç, N. Ş. (2005). PROBİYOTİK VE PREBİYOTİKLERİN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ. Erciyes Tip Dergisi, 122-125.

SEZEN, G. A. (2013). Prebiyotik, Probiyotik ve Sinbiyotiklerin insan ve hayvan sağlığı üzerine etkileri. Atatürk Üniversitesi Veteriner Bilimleri Dergisi, 248-254.

World Gastroenterology Organisation. (2017, February). Probiotics and prebiotics. World Gastroenterology Organisation Global Guideline.


 

Exit mobile version