Yaşamak için en temel ihtiyaçlarımızdan biri olan beslenme ile ilgili gelişmeler her geçen gün hız kazanmaktadır. Vücudumuzun enerji ve besin öğelerine olan ihtiyacını en doğru şekilde karşılamak ve yaşam kalitemizi arttırabilmek için çabalar dururken; gıda tüketiminde dikkat etmemiz gereken hususlar konusundaki bilgi eksikliklerimiz yüzünden maalesef ki yanlış yönlere sürüklenebilmekte ve hatta sağlığımızdan olabilmekteyiz.
Tek bir besinden medet ummak yerine yeterli ve dengeli yani bütüncül beslenmenin sağlığımız açısından aslında en büyük mucizelerden biri olduğu bilincine varabilmek için –gereksiz bir detay gibi görünen ama aslında çok önemli bir adım olan- gıda etiket bilgilerini okumak mutlak sorumluluklarımızdan olmalıdır. Çünkü gıdanın özellikleri, miktar ve bileşimi, muhafaza koşulları, köken ülkesi, üretim ve son kullanma tarihleri açısından bilgilendiren etiketler, üreticilerden biz tüketicilere ulaşan gıdaların parmak izleri olmakta ve beslenmemiz için bilinçli seçimler yapabilmemizi sağlamaktadır.
Ülkemizin gıda etiketlerine olan bakış açısı
Tüketicilerin gıda etiketi okuma alışkanlıklarını etkileyen faktörleri ele alan çalışmalarda; etikette yer alan bilgileri okuma sıklığının kişilerin sosyodemografik özelliklerine, sağlıklı beslenmeye karşı duyulan ilgilerine, beslenme bilgi düzeylerine ve yaş aralıklarına göre değişiklik gösterebildiği belirlenmiştir. Ayrıca etiketlerin daha çok besin değerleri bilgileri ve ürünün içeriğinde yer alan bileşenlerin varlığını sorgulamak amacıyla okunduğu yapılan birçok çalışmayla da ortaya konulmuştur. Etiketlerdeki yazıların çok küçük puntolarda olması, üretim ve son kullanma tarihlerinin kolay bulunur olmaması ve anlaşılmayan ifadeler ise içerikte yer alan bilgileri okuma alışkanlığının kazanılamamasının diğer önemli nedenleri arasında bulunmaktadır.
Etiket okuma alışkanlığının kazanılmasında ilerlemeler kaydedebilmek için bilgilerin basit şekillerde ifade edilmesi ve yazıların okunur şekilde olması beklenmektedir.
Gıdaların etiketleri bize neler söyler?
Satın aldığımız ürünlerin etiketleri, biz tüketicilerle gıdalar arasında iletişimi sağlayan bir alfabedir. Etiketi incelerken genel bilgileri özellikle de güvenilirliğinden ve tüketilebilir oluşundan emin olmak için okuduktan sonra yeterli ve dengeli bir beslenmeye uygunluğu yani besin öğesi değerleri için de beslenme içerikli bilgileri okumalıyız. Etiketi iki farklı bakış açısıyla değerlendirmek, hem okurken kendi içimizde yaşadığımız karmaşıklığı azaltacaktır hem de bize zamandan kazanç sağlayacaktır.
Gıda etiketi ile ilgili olarak;
Genel bakış:
İçindeki maddeler, içindeki maddelerin miktarları, net ağırlığı, üretim tarihi, son kullanma tarihi, raf ömrü, köken ülkesi (menşe memleketi), ürünün hazırlanmasında kullanılan katkı maddeleri, ürünün kullanımına-hazırlanmasına ilişkin bilgiler, saklama koşulları, ürünün adı ve markası, üretici firma adı- adresi, kalite teminatı-standardının olup olmamasıdır (TSE, ISO 9000).
Beslenme temelli bakış:
Enerji (kalori), protein içeriği, toplam yağ miktarı, doymuş yağ miktarı, kolesterol miktarı, karbonhidrat oranı, lif (posa) miktarı, içerdiği vitaminler, sodyum/tuz oranı, kalsiyum içeriği, demir içeriği, içerdiği diğer mineraller, az yağlı- iyi posa kaynağı gibi ibareler, bir porsiyonunun ne kadar olduğu ile ilgili bilgiler ve besin öğelerinin günlük besin ihtiyacını karşılama yüzdesidir.
Dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta
* Satın aldığımız gıdalarda ‘’1 paket yaklaşık 4 porsiyon içerir’’ gibi ibarelere aman dikkat! Çünkü etiket üzerindeki besin öğelerinin değerleri genelde 100 gram için verilir ve etiket okumadan ya da bu duruma dikkat edilmeden ürünün tamamı yendiğinde, belirtilen değerlerin dört katı kadar fazlası tüketilmiş olabilir.
* Bir gıdanın içinde kullanılan malzemeler, kullanılma miktarlarına göre çoktan aza doğru sıralanarak yazılırlar. İlk üç sıraya yazılan malzemeler, o gıdada miktar olarak en çok kullanılanlardır. Etiket okurken yanılgıya düşmemek için; satın aldığımız gıdanın ambalajında özellikle vurgulanan, öne çıkarılan bileşenin içindekiler kısmında % olarak oranı kontrol edilmelidir. Örneğin fındıklı ibaresiyle sunulan bir ürünün içindekiler kısmı okunduğunda fındık içeriğinin aslında %2 olduğu görülmektedir.
* Etiketlerinde ‘’light’’ gibi ibarelerin bulunduğu ürünlerin diğer gıdalara göre kalorisinin neredeyse sıfır olduğunu düşünmek, o gıdayı sınırsızca tüketebileceğimiz düşüncesine kapılmamıza neden olabilir. Bu nedenle de bu tür ürünlerin kontrolsüz kullanımının fazla enerji alımına yol açacağı bilinmelidir.
* Etiketlerde doymuş ve doymamış yağ değerlerinin incelenmesinin yanı sıra ‘’Trans yağ içermez’’ ibaresi bulunan gıdaların tüketilmesine özen gösterilmelidir.
* Paketli ürünleri karbonhidrat açısından incelerken şekerin, fruktoz-mısır gibi çeşitli şuruplar şeklinde de bulunabildiğini, içindekiler kısmında direkt olarak şeker yazmamasının o ürünün şeker içermediği anlamına gelmediği unutulmamalıdır.
* Vücudumuza fazla tuz alımı, yüksek tansiyon ve felç gibi hastalıklara yol açabilmektedir. Bu nedenle de gıda etiketlerindeki sodyum/tuz oranının ihtiyacımızdan fazla olup olmadığına bakılmalıdır. Ayrıca bu konudaki diğer önemli husus ise çin tuzu içerip içermediğidir. (MSG) Monosodyum Glutamat şeklinde yazılan bu katkı maddesi, doyma mekanizmasında çeşitli bozukluklara neden olmaktadır. ‘’MSG içermemektedir’’ ibaresi bulunan gıda ürünlerinin alınmasına özen gösterilmelidir.
* Gluten ve laktoz gibi bileşenlere karşı hassasiyeti olan ya da bu bileşenleri hiçbir şekilde tüketmemesi gereken kişiler, etiketlerde ‘’Gluten içermez’’, ‘’Laktoz içerir’’ gibi ibarelere mutlaka dikkat etmelidir.
Sonuç olarak…
Gıdaların etiketlerinin okunması asla bir zaman kaybı değil aksine tüketicinin satın alacağı ürünün sağlığa uygunluğu, besleyici değeri olup olmadığının anlaşılması ve günlük ihtiyaç duyulan besin öğelerinin ne kadarını karşıladığı konusunda bilgi sahibi olmasında en önemli göstergelerdendir. Gıda etiketleri, besin alerjileri gibi özel durumları olan bireyler için önemli bir uyarıcı olmakla birlikte kalp damar hastalıkları ve obezite gibi pek çok kronik hastalık riskinin azalması için okunması çok önemli bir noktadadır.
Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği’nde gıda etiketlerinin nasıl olması gerektiği tüm ayrıntılarıyla verilmiş olup, mevzuata uygun olarak gerekli tüm bilgilerin bulundurulması zorunlu tutulmuştur.
Bilinçli tüketimin artması için bizler; rafine edilmiş ve paketlenmiş gıda ürünlerini tercih etmemeyi ve kullanmamayı en önemli ilkemiz edinmeli ve rafine ürünlerin albenili paketlerine aldanmadan, her etiketi doğru şekilde yorumlamalıyız. Toplumumuzda etiket okuma alışkanlığının yayılması hem gıda güvenliği konusunda şüphelerin azalmasını hem de üretici politikalarının iyileştirilmesini sağlayacaktır.
Bilinçli tüketim için haydi etiket okumaya!
Besler, H.T., Büyüktuncer, Z., Uyar, M.F. (2012). Consumer Understanding and use of Food and Nutrition Labeling in Turkey, J. Nutr. Edu. and Behav., s: 584-91.
Cebeci, A., Güneş, F. E. (2017). Türkiye ve Avrupa’daki Tüketicilerin Gıda Etiketi Okuma Tutumlarını Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi, Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 6(4), s: 261 – 267.
Çoşkun, F., Kayışoğlu, F. (2016). Investigation of the Effect of Consumer Age on Food Label Reading Habits, Journal of Human Sciences, 13(3), s: 4876-4890.
Güneş, F. E., Aktaç, Ş., Korkmaz, İ. O. (2014). Tüketicilerin Gıda Etiketlerine Yönelik Tutum ve Davranışları, Akademik Gıda, 12(3),s: 30-37.
T.V.H.B. (2017). Türk Gıda Kodeksi Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği, Resmi Gazete, 29960, 26 Ocak 2017.