Mide duvarının, mukozadan serozaya kadar olan iltihabı gastrit olarak tanımlanmaktadır. İltihap mononükleer hücreleri içeriyor ise kronik, nötrofilik ise akut gastrit olarak adlandırılmaktadır. Her yaş grubunu etkileyebilen akut gastrit; midede en sık görülen hastalıklardan biridir ve uygun bir tedavi uygulanırsa hızlı bir şekilde iyileşme gösterecektir.
Gastrit Nedenleri
Beslenme hataları gastritin en bilinen nedenidir. Bu beslenme hataları; fazla yemek yeme, aşırı çay, kahve, alkol ve baharatlı besinleri tüketme ve uygun olmayan pişirilme teknikleri ile pişirilmiş besinleri tüketme olarak sıralanabilir. Aspirin gibi salisilat içeren ilaçlar, viral ve alerjik reaksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar ya da toksinler gastritin diğer sebepleri arasında yer almaktadır.
Gastrit Belirti ve Bulgular
Yanma, dolgunluk hissi, ağrı, ishal, bulantı-kusma, dehidratasyon ve anoreksi akut gastritin klinik bulgularıdır. Kimyasal uyarıcıların (salisilat) sebep olduğu gastritte genellikle kanama gözlenmektedir. Toksin ya da enfeksiyonların sebep olduğu akut gastritte diyare, titreme, kolik ateş, kas krampları ve baş ağrısı görülmektedir.
Kronik gastritli kişilerin büyük çoğunluğunda hiçbir bulgu görülmezken zaman zaman epigastrik gerginlik görülebilir. İştahsızlık, karın ağrısı, kusma, mide bulantısı, dolgunluk hissi, kan proteinlerinde azalma, anemi, ishal ve ağırlık kaybı görülebilir. İleri derecede demir eksikliği anemisi olan kişilerin yarısında kronik gastrit tespit edilmiştir.
Kronik gastritin oluşum nedenlerinden en önemlisi tedavi edilmeyen akut gastrittir. Yetersiz beslenme (protein, A, C, E vitamlerinin yetersizliği), kalıtım, zayıf bağışıklık, alkol, sigara ve helicobacter pilori’nin nedenler arasında yer aldığı bilinmektedir.
Gastrit Tedavisi
İlk olarak hasta bireylerin elektrolit bozukluğu düzeltilmeli ve akut semptomlar geçinceye kadar oral yolla beslenme yapılmaması önerilmektedir. Hastalar akut durumda 2-3 günlük diyet tedavisi aldıktan sonra şikâyetler azalır. Bazı durumlarda hasta bireyin durumuna göre uygulanan diyet tedavisi bir veya iki ayda bir tekrar edilebilmektedir. Akut semptomlar azaldıktan sonra hasta bireylerin 3 gün boyunca meyve (hepsi) diyeti yapmaları gerekir. Elma, armut, şeftali, üzüm, kavun ve portakal gibi sulu meyveler 3 gün süresince tüketilebilmektedir. Bu süreçten sonra hastaların adım adım tohum, çerez, tahıl, meyve ve sebzelerin olduğu yeterli ve dengeli bir diyete başlaması gerekmektedir.
Az ve sık beslenilmelidir. Öğünler sık aralıklarla yapılmalı ve az miktarda besini içermelidir. Koyu çay, kahve, alkol, sigara, kızartma, baharat, ketçap ve hardal tüketimi azaltılmalıdır. Yemekler çok soğuk ya da çok sıcak olmamalıdır. Besinler iyi çiğnenmelidir. Tatlı, hamur işi ve gazlı içeceklerin azaltılması yarar sağlayacaktır. Lor peyniri ve diğer peynirler serbestçe tüketilebilir. Ispanak ve havuç suyunun karıştırılarak tüketilmesi yarar sağlayabilmektedir. Yapılan çalışmalarda; akut gastritte hindistan cevizinin suyu ve pirinç lapasının mide asidini dengelemede faydalı olduğu görülmüştür. Diyet tedavisi; posa oranı düşük, uyarıcı özellikte olmayan, besin ögesi (protein, A, C, E vitamini, demir) yönünden zengin, sık ve az beslenme ile sağlanmaktadır.
Kronik gastrit midedeki intrinsik faktörün kaybına sebep olmaktadır. Bu durumda vitamin B12 yeterli miktarda alınsa dahi emilimi gerçekleşmediğinden B12 vitamini eksikliği ortaya çıkmaktadır. B12 vitamini eksikliğiyle beraber görülen yüksek homosistein düzeyleri ile kalsiyum ve demir gibi besin ögelerinin emilimi bozulmaktadır.
Probiyotiklerin helicobacter pilori üzerinde in vitro inhibe edici etkisi bulunmaktadır. Hayvan çalışmaları, probiyotik tedavisinin helicobacter pilori ile ilişkili mide iltihabını azaltmada etkili olduğunu göstermiştir. Yaklaşık 12 insan çalışması, antibiyotik ve probiyotik kombinasyonlarının etkinliğini araştırırken, 16 çalışmada ise helicobacter pilori enfeksiyonunun tedavisinde antibiyotiklere alternatif olarak tek başına probiyotik kullanılmıştır. Çalışmaların çoğu, probiyotik uygulamasından sonra helicobacter pilori gastritinde bir iyileşme ve helicobacter pilori kolonizasyonunda azalma olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte çalışmalar, probiyotik tedavisi ile helicobacter pilori enfeksiyonunun tamamen ortadan kalkmadığını göstermiştir. Probiyotik kombinasyonlar, helicobacter pilori eradikasyon tedavisinin neden olduğu olumsuz etkileri azaltabilir. Bu nedenle helicobacter pilori ile enfekte olmuş kişilerde faydalı etkilere sahip olabilir. Probiyotik suşları içeren ürünlerin uzun süreli alımları, insanlarda helicobacter pilori enfeksiyonu üzerinde, özellikle de yüksek derecede mide iltihabı ile bağlantılı bozuklukların gelişme riskini azaltarak olumlu bir etkiye sahip olabilir.
Araştırma çalışmaları yeşil çayın kateşinler ve polifenoller içerdiğini, ilgili bileşiklerin çeşitli antitümör etki ve bakterisidal özelliklere sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Yeşil çayın kurutulmuş yapraklarının sulu ham ekstraktının in vivo ve in vitro koşullarda helicobacter pilori’ye karşı antimikrobiyal potansiyelini değerlendirmeyi amaçlayan bir çalışmada yeşil çay ile tedavi sonrasında biyoyükün azaldığı tespit edilmiştir.
Akbulut, G. Ç. (2008). Gastrit. Sindirim Sistemi Hastalıkları ve Beslenme Tedavisi.
Patel, A. S. (2014). Clinical Application of Probiotics in the Treatment of Helicobacter pylori İnfection. Journal of Microbiology, Immunology and Infection. 429-437.
Sherwani, S. A. (tarih yok). A Murine Gastritis Model to Study Antibacterial Effect of Camelia Sinens (Green Tea) Against H. Pylori Infection. 14th International Congress On Infectious Diseases Abstracts.