Antropolojinin, kişinin fiziksel özelliklerinin belirlenmesi amacıyla kullandığı yönteme antropometri denir. Antropometri; insanın morfolojik özelliklerinin dış ölçümünü de içerir. Beslenme değerlendirmesinde yaygın ve önemli bir yere sahiptir.
Antropometri ile temel olarak, bireyin; vücut ölçüleri, gücü, ağırlığı ve hareket sınırları ölçülmektedir. Vücut kompozisyon kompartmanları arasında dengeli bir ilişki vardır. Vücut kompozisyonunun aynı ve farklı düzeylerindeki kompartmanları arasında kararlı nicel ilişkiler bulunmaktadır. Tüm beden düzeyinde yapılmış antropometrik ölçümlerden elde edilen veriler, farklı düzeylerdeki vücut kompozisyonu hakkında bilgi edinilmesine olanak tanımaktadır.
Ağırlık ve boy; beslenme ile ilişkili farklı antropometrik ölçümlerin başında gelmektedir. Bel ve kalça çevresi ölçümleri mümkünse bir gözlemci tarafından yapılmalıdır. Deri kıvrım kalınlıkları, yorumlamanın sorunlu olduğu büyük ölçüm hatalarıyla ilişkilendirilebilir. Beslenme değerlendirmesi için önemli bir araç olan antropometride bildirilen tekniklerin doğru ve uygun bir şekilde yapıldığından emin olunmalıdır. En sık karşılaşılan ölçüm hatası gözlemciden kaynaklanır. Beden ağırlığındaki değişiklik tek başına anlamlı değildir. Fakat, bireyin boyu ve yaşı ile ilişkilendirilirse anlam kazanmaktadır (Boy ve ağırlığın kombinasyonundan elde edilen BKI (beden kitle indeksi) ya da ponderal indeks).
Klinikte ve epidemiyolojik araştırmalarda, antropometrik ölçümler yaşlılarda beslenme değerlendirmesinin önemli bir bileşenini oluşturur. Yetişkin popülasyonlardan türetilen antropometrik standartlar, yaşlanma sırasında meydana gelen vücut kompozisyonu değişiklikleri nedeniyle yaşlılar için uygun olmayabilir. Yaşlılar için özel antropometrik referans verileri gereklidir.
- Yaşlı bir popülasyondan rastgele seçilen 3356 kişinin katılımıyla gerçekleşen bir çalışmada; antropometrik özelliklerin cinsiyet ve yaş ile ilişkileri araştırılmıştır.
- Her iki cinsiyette de, boy ve ağırlık yaşla birlikte anlamlı derecede azalırken, diz boyu azalmamıştır.
- BKİ, kadınlarda erkeklere göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.
- Her iki cinsiyette de en yaşlı katılımcıların BKI’leri, en genç katılımcılardan daha düşük bulunmuştur.
- BKİ değerlerine göre, her iki cinsiyette de malnütrisyon prevalansı %5’in altında iken, obezitenin kadınlarda erkeklere göre daha yüksek prevalansa sahip olduğu gösterilmiştir.
- Bel çevresi ve bel:kalça oranı değerleri her iki cinsiyette de, en genç katılımcılarda en yaşlı katılımcılara göre daha yüksek bulunmuştur.
Genetik ve çevresel faktörler ile beslenme durumu ve bunların kronik hastalıkların gelişimi üzerindeki etkilerini açıklığa kavuşturmak için uygun şekilde standardize edilmiş antropometrik ölçümlere ihtiyaç vardır. Beden kitle indeksi, toplam vücut yağı ve dağılımını tam anlamıyla belirleyebilecek özellikte olmadığından, vücut kompozisyonunu ve yağsız kütleyi belirlemek için de çeşitli yöntemler kullanılmalıdır. Ancak bu yöntemler; karmaşık, gerçekleştirilmesi zor, pahalı ve büyük ölçekli epidemiyolojik çalışmalar için uygun değildir. Güvenilir veri elde etmek için ölçümlerin standardizasyonu esastır. Ayrıca, beden kütle indeksinin sadece vücut yağıyla değil, aynı zamanda yağsız kütle ile de ilgili olduğu ve bunun özellikle büyüme sırasında önemli olduğu düşünülmelidir.
Toplam vücut yağ dağılımı, yetişkinlerde ve çocuklarda kronik hastalıklar için önemli bir risk faktörüdür. Santral obezite ve kardiyovasküler hastalıklar arasında da güçlü bir ilişki olduğu unutulmamalıdır. Mevcut epidemiyolojik kanıtlar, karın adipozitesinin bir göstergesi olarak, bel çevresi ve bel-boy oranının, beden kitle indeksi ve koroner kalp hastalığı için diğer risk faktörlerinden bağımsız olarak koroner kalp hastalığı ile pozitif ilişkili olduğunu göstermektedir.
Antropometri, kişisel değerlendirmelerin yanı sıra toplumsal amaçlar için de kullanılabilir. Toplum çapında yapılan araştırmalarda; malnutrisyon ve obezitenin ortadan kaldırılması veya önlenmesi amacıyla müdahale hedeflenmesinde, bu amaçlarla yapılan müdahalelerin ne ölçüde etkili olduklarının izlenmesinde ve sonucun değerlendirilmesinde, obezite ve malnütrisyona sebep olan belirleyicilerin incelenmesinde ve toplumsal düzeyde beslenmenin izlenmesinde antropometrik ölçümlerden yararlanılabilir.
- Dünya Sağlık Örgütü bir uzman komitesi oluşturarak, özel durum ve yaş gruplarına göre toplum ve birey takibi için hangi antropometrik ölçümlerin kullanılacağı konusunda önerilerde bulunmuştur. Komite; obez veya zayıf erişkin ve yaşlı, yenidoğan, infant, çocukluk, adolesan, gebelik gibi durum ve yaş gruplarını, takip edilecek gruplar olarak belirlemiştir. Bu durum ve yaş grupları için; yaş, gestasyonel yaş, cinsiyet, boy, otururken boy, simfis-fundus yüksekliği, uzunluk, ağırlık, çevre ölçüleri (kol, baş, göğüs, baldır, bel, kalça) ve deri kıvrım kalınlıkların (triseps, subskapular, uyluk) ölçülmesi önerilmiştir.
S Stomfai et al. (2011). Intra- and Inter-Observer Reliability in Anthropometric Measurements in Children. International Journal of Obesity, 45-51.
Stanley J. Ulijaszek, Deborah A. Kerr. (1999). Anthropometric measurement error and the Assessment of Nutritional Status. British Journal of Nutrition , 165-177.
Tayfun Kır ve ark. (2000). Antropometrinin Sağlık Alanında Kullanımı. Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 84-378.